Projenin Özgün Değeri

İzmir’de 1950-80 dönemine ait konutların belgelenmesi ve farklı açılardan analiz edilmesi, tarihsel süreklilik, kent kimliği, mimarlık kültürü ve toplumsal bellek açısından oldukça önemlidir. Kentin farklı bölgelerinde kriterlerin, zaman dilimlerinin, yapı tiplerinin farklılaşmasıyla yapılmış birbirinden bağımsız çalışmaların araştırmacılar için bütüncül bir kaynak oluşturması oldukça zordur. İzmir genelinde yapılan çalışmalardan farklı olarak iç mekân ve mobilya kullanımına da odaklanan proje, iç mekân konusunda yapılacak araştırmalara kaynak olmaktadır. Projenin amacı olan kent belleğinin hem mimari hem sosyal odaklarla belgelenerek analiz edilip paylaşıma sunulması, kentin tüm paydaşlarıyla ve araştırmacılarla paylaşılması, kentin yaşayanlarının kentlilik ve sahiplilik duygusunu güçlendirecek, ileriki nesiller için geçmişe ait gündelik hayat pratiğinin anlaşılmasını kolaylaştıracaktır. Bunun yanı sıra dönemin konut ve tasarım kültürünü içeren malzeme seçimleri, yapım sistemleri, teknolojik yenilikler, özgün detaylar ortaya çıkarılmaktadır.

 

Literatür taramasında İzmir kent genelinde konut özelinde yapılmış kapsamlı bir envanter çalışmasına rastlanmamıştır. Mevcut araştırmalarda mimari sonuç ürün üzerinden incelemeler yapılmış, iç mekân, mobilya, kullanıcı, üretim biçimi gibi analizler genelde göz ardı edilmiştir. İncelenen konutlar genelde tanınmış ve öne çıkan mimarların gözde semtlerde yaptığı üst gelir grubuna yönelik yapılardan oluşmaktadır. Genel olarak İzmir kenti ve tarihi, konut sorunu ve emlak fiyatları hakkında yapılan çalışmalar arasında Şahin, G. (2018), Çakıcıoğlu Oban, R. (2006), Güven Yaşın, D. (2019), Uysal, A. (2019) sayılabilir. Karşıyaka özelinde yapılmış çalışmalar genellikle açık alan kullanımları [Sultanı, H. (2019)] kent ölçeğinde değişim/dönüşüm [Erdoğmuş Manav, B. (2014)] alanlarında yoğunlaşmaktadır. Karşıyaka apartmanları özelinde yapılmış yüksek lisans tez çalışmaları arasında Sormaykan, T. (2008), Esenalp, E. (2016), Gönültaş Tekin, B. (2019) bulunmaktadır. Sormaykan, T. (2008), Donanmacı Mahallesi ve Yalı Caddesi üzerindeki apartmanların 1950 yılından günümüze mekânsal değişim ve dönüşümlerini incelemiş, ancak yapılarla ilgili dış mekân fotoğrafı, plan şeması ve metrekare dağılımları dışında iç mekâna ait detaylı bir çalışma yapmamıştır. Esenalp, E. (2016), 1948-1965 yılları arasında Karşıyaka’daki modern konut stokunun belgelenmesi ve yorumlanması üzerine çalışarak 22 apartman özelinde analizler yapmıştır. Gönültaş Tekin, B. (2019), oluşturduğu koruma yaklaşımları ve değerler sistemi üzerinden Karşıyaka bölgesinden seçilen 5 adet apartmanı değerlendirmiştir.

 

Projenin bu anlamda özgün katkısı, bugüne kadar göz ardı edilmiş, gündeme gelmemiş ya da önemsenmemiş yapıları ortaya çıkararak iç mekânları da dahil ederek belgelenmelerini sağlamak olacaktır. Böylece kentliler ve yapı üreticileri arasında da bir farkındalık yaratılarak kentsel dönüşümle hızla yok olan “kentsel hafıza” konusunda biraz daha duyarlı davranmalarına katkı sağlanacaktır.

 

Literatüre bakıldığında kültürel mirasın 3 boyutlu görselleştirilmesi konusundaki sanal gerçeklik uygulamalarının arkeolojik rekonstrüksiyonlarda ve dijital koruma alanlarında (hasar görmüş veya imha edilmiş yapıları yeniden inşa etmek) çeşitli amaçlar için kullanıldığı görülmektedir (Brondi et al, 2016). Özellikle sanal gerçeklik teknolojisinin gelişmesiyle birlikte zaman içerisinde çeşitli tahribatlarla biçimini koruyamamış eserlerin 3 boyutlu olarak bilgisayar ortamında tamamlanması günümüzde mümkün hale gelmiştir. 3 boyutlu görselleştirmenin amaçları arasında bilginin aktarılması ve yaratılması için görsel yöntemleri araştırmak, iç görülerini teorik çerçevelere ve modellere entegre etmek ve böylece izole alanlar arasında bir arabulucu görevi üstlenmek bulunmaktadır (Burkhard, 2006). Bu görselleştirme yöntemi, davranışsal sanal gerçeklik teknolojisinin niteliklerinden yararlanarak, davranış oluşturma ve hareket algısı özelliklerini, mekânsal farkındalık ile birleştirir ve sonuç olarak 3 boyutlu algıyı yaratarak kullanıcıya gerçeklik deneyimi sağlar. Kültürel miras alanında geliştirilen karma gerçeklik uygulamaları ile kullanıcılar, Archeoguide gibi bir “Başa Takılı Ekran” (Head Mounted Display) kullanarak arkeolojik sitelerde doğrudan tapınakların ve diğer anıtların sanal rekonstrüksiyonlarını gerçek kalıntılara yerleştirilmiş olarak görebilirler (Brondi et al, 2012). Aynı şekilde İtalya’nın Görünmez Şehirleri örneği (bbc.co.uk) gibi sanal şehirlerin otomatik olarak üretilmesi, üç boyutlu bina modellerinin oluşturulması ve doku kaplama işlemleri de gerçekleştirilebilir. Çalışmalarda veri toplama aşamasının iç mekânda modelleme yapılmadan, yersel optik kayıt sistemleri ve lazer tarayıcılar (Lidar) ile gerçekleştirildiği göze çarpmaktadır (Sümer ve Türker, 2009). Araştırmalar sonucunda çeşitli 3 boyutlu görselleştirme tekniklerinin modelleme ile sadece arkeolojik sitelerde, lidar tarama ile şehir taslaklarında ve bina dış cephelerinde kullanıldığı saptanmıştır. Mimari modellerin dijital dokümantasyonu için birden çok metot izlenebilir. Bu proje kapsamında ana görüntü-temelli (image-based) tekniklerden olan fotoğraflama tekniği dışında 3 boyutlu mimari modelleme ve görselleştirme / render yöntemleri kullanılmıştır. Ayrıntılı bir çalışma için 3B modelleme ve prototipleme için tasarlanmış bir CAD/CAM yazılımı olan Rhinoceros 3D seçilmiştir. Rhinoceros 3D ile proje kapsamında seçilen Pıtrak, Erdoğan, Gediz, Gökçeoğlu, Çağlayan, Konak, Dolunay, Paya ve İpek apartmanlarının dış cephe, iç mekân ve mobilyalarının detaylı modelleri yapılmıştır. Mimari modellerin görselleştirilmesi için Rhinoceros 3D Rendered Viewport ve Twinmotion kullanılmıştır. Yapıların, mobilyaların ve üç boyutlu iç mekan görünüşlerinin izleyici tarafından daha kolay algılanabilir olması amacıyla ‘white-model’ olarak üretilmiştir.

 

Farklı 3 boyutlu görselleştirme yöntemlerinin kullanılacağı projede, Karşıyaka Bölgesi’nde bugüne kadar ele alınmamış yapıların tespit edilip belgelenmesi, analiz edilmesi ve 3 boyutlu görselleştirme/sanal gerçeklik/3 boyutlu yazıcı teknolojilerinin kullanılması kalıcılık ve farklılık yaratarak kentsel bellekteki boşlukların doldurulmasını sağlamaktadır.

 

Önerilen proje Karşıyaka kıyısına odaklanmaktadır ve bugüne kadar yapılmış çalışmalardan farklı olarak iç mekân özelinde analizler yapılmaktadır. Böylece her konut için detaylı bir sanal kimlik belgesi oluşturulabilmektedir. Kentin en yaygın yapı türü olarak çok katlı konutların mimar, proje, dönem, iç mekân, mobilya ve kullanıcı-konut ilişkisi başlıklarıyla incelenmesi, mimarlık tarihi başlıklı araştırmaların yanında, sosyo-ekonomik araştırmalara da önemli bir kaynak olabilecek niteliktedir. Konut ürünün ortaya çıkışından, kullanıcısıyla olan ilişkilere kadar farklı boyutlarda inceleme yapan bu proje, döneme ait Karşıyaka’daki çok katlı konutların farklı kriterler açısından hem kentli hem araştırmacılar tarafından rahatça okunabilmesini sağlamaktadır. Projede çalışılacak bölge Karşıyaka olarak seçilmiş olsa da kent bütünündeki çalışmalara gelecekte bu proje temel alınarak devam edilmesi planlanmakta, belirlenen dönemdeki kentin tüm konut dokusunun zaman içinde belgelenmesi ve analiz edilmesi hedeflenmektedir. Önerilen bu proje, modern dönem kültür mirasının geleceğe doğru ve ilkeli bir biçimde taşınması açısından da farkındalık yaratmaktadır. Proje sonunda sanal konut kimlik belgesi, sanal kent-konut mimarlığı müzesi gibi kavramların literatüre kazandırılması konut alanındaki bilimsel çalışmalara farklı bir yaklaşım getirmektedir.